Besin takviyelerin (vitamin ve minerallerin) biyoaktif formları

Zaman zaman ilaç endüstrileri besin takviyelerin gereksiz olduğunu savunuyorlar. Tabi ki buna katılmıyoruz. Tarımsal ürünlerin besin değerlerinde bir düşüş meydana geldiği gibi batılı insanın ihtiyaçları, yoğun tempolu hayatı ve toksik yük nedeniyle artmış durumdadır. Bazı ilaç firmaları bir takviyenin toksik veya etkisiz olduğunu dile getirdiklerinde, aslında haksız sayılmazlar çünkü piyasada işe yaramayan bazı takviyeler mevcut.
Öyleyse bir besin takviyesinden maksimum fayda sağlayabilmemiz için nelere dikkat etmeliyiz?

‘Ne kullandığın değil, ne kadar emildiği önemlidir’. Kullandığın besin takviyesinin vitamin ve/veya minerallerin mide ve bağırsaklarımızda doğru emilebilmesi için aktif formları çok önemlidir. Peki, dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

MİNERALLER

Magnezyum:
Magnezyum oksit fiyat olarak en uygun formdur. Ne yazıkki bu tuzu bölebilmek için çok fazla mide asidi gerekli ki emilebilen magnezyum açığa çıkabilsin. Birçok insan belirli bir yaştan sonra mide asidi önleyici ilaçlar kullanmaktadır. Bu yüzden bu tip form midede bölünmediği gibi faydalanmamız gereken magnezyum açığa çıkamamakla birlikte bölünmeyen magnezyum sıkça sindirimi olumsuz etkileyip ishale neden olabilir. Diğer iyi emilmeyen magnezyum tuzları: magnezyum sulfat, magnezyum klorit ve magnezyum karbonat. İyi bölünenler ise magnezyum sitrat ve magnezyum glycerofosfat. Bu formda dikkat edilmesi gereken nokta ise uzun süre kullanıldığı takdirde kalsiyum eksikliğine sebep olabilir. Bu yüzden magnezyum takviyelerin şelatlı veya bir aminoaside bağlanması, örneğin magnezyum bisglisinat veya magnezyum taurat, emilimi kolaylaştırır. Şelatlı formda mide asidi yetersizliğinde magnezyum iyi emilmekle birlikte parçalanmadan emildiğinden dolayı kalsiyum emilimini engellememektedir. Tek dezavantaj ise şelatlı formların fazla hacimli olmalarıdır.

Kalsiyum:
Burada çok zor bölünen kalsiyum karbonat’dan uzak durmamız gerekmektedir. Kalsiyum sitrat daha iyi bölünür ve daha iyi emilir. Yine magnezyumda olduğu gibi, kalsiyumda dikkat edilmesi gereken husus, uzun süre kullanımdan sonra magnezyum emilimini düşürebilir. Çok enteresan bir yosun olan Lithothamnium calcareum, çok iyi bir kalsiyum kaynağıdır. Bu yosun öldüğünde arkasında bıraktığı iskelet çok iyi emilen tuzlar (kalsiyum tuzları) bırakır. Aynı zamanda Lithothamnium calcareum çok iyi emilen magnezyum tuzları içerir. Burada da kalsiyumun aminoaside bağlı şekli (kalsiyum bisglisinat) çok iyi bir tercih olur.

Çinko:
Şelatlı çinko bisglisinat ve çinko L-metiyonin tercih edilen seçimlerdir.

Demir:
Şelatlı demir bisglisinat demir için en iyi formdur. Klinik çalışmalarda bu formun diğer formlara göre daha iyi emildiği görülmüştür. Daha iyisi ise sindirim sisteminde daha iyi tolere edildiği ve daha az kabızlığa sebep olduğu gözlemlenmiştir.

Selenyum:
En iyi tercih selenyum mayasıdır. Yüzde yüz şelatlı seleno metiyonin de tercih edilebilir.

İyot:
En iyi form lipozomal iyot’dur.

Silisyum:
Doğal silisyumlar (darı, arpa, ısırgan, bambu gibi) uzun ortosilisyum asit zincirlerinden oluşmaktadır ve bilhassa mide asidi yetersizliğinde çok zor parçalanırlar.

Kükürt:
En iyi ve doğal seçim olan metil-sulfonilmetan; küçük bir moleküldür. Hızlı ve güvenli bir şekilde emilim sağlar.

Krom:
En iyi seçenek krom mayasıdır.

Mangan ve Bakır:

Kolayca emilebilen şelatlı formlarda mevcut (bisglisinatlar).

VİTAMİNLER

Vitaminlerin özellikle doğal biyoaktif formlarında alınması çok önemlidir. Böylece daha yararlı ve güvenli olur ve maksimum oranda faydalanılabilir.

E vitamini:

E vitamini 4 tokoferol ve 4 tokotrienollerden oluşan bir komplekstir. İyi bir besin takviyesi karışık tokoferoller ve/veya karışık tokotrienoller içerir.

B vitamini kompleksi:

B vitaminlerinde B6 vitaminin yüksek dozda potansiyel nörotoksik olması, piridoksin hidroklorit’e dikkatle yaklaşmamız gerektiğini göstermektedir. Güvenilir biyoaktif formu piridoksal-5’fosfattır. B9 ve B11 vitaminleri için tercihiniz folik asit formu değil fakat L-metiltetrahidrofolat (kalsiyum tuzu veya glukozamin tuzu formu) formu tercihiniz olsun. B12 vitamini için ise metilkobalamin ve/ veya adenozilkobalamini tercih edebilirsiniz.

A vitamini:

A vitamininde ise ‘karoten karışımı’ daha iyi bir alternatiftir. Aksi durumda iyi kalite spirulina veya klorella almanız ‘karışık karotenler’ açısından daha uygun olabilir. Unutmamamız gereken şu ki karotenler, özellikle betakaroten, sadece provitamine A takviyesi yapıyorlar. Toplumun sadece %45 bunu yeterli oranda A vitamini veya retinol’e dönüştürebilmektedir. Yani iyi bir besin takviyesi A vitamini takviyesi yapıyorsa, retinol da içermesi gerekmektedir. Bunu da retinil asetat veya retinil palmitat formunda yapmalıdır.

C vitamini:

Sentetik, doğala benzer L-askorbik asit temiz ise, iyi bir C vitamini kaynağıdır. Şayet yüksek doz asidik L-askorbik asit sorunlar yaratıyorsa (örneğin bazı kanser tedavilerinde), o zaman tamponlu kalsiyum-, magnezyum-, potasyum- ve çinko- L-askorbat formu kullanılabilir.

D vitamini:

D vitaminin biyolojik en aktif formu D3 vitamini veya kolekalsiferol’dur. Hayvansal formu ile sorun yaşayanlar için daha az aktif formu olan mantardan elde edilen D2 vitamini mevcut ve günümüzde D3 vitaminin bitkisel kaynaklardan elde edilenleri de mevcuttur. Örneğin likenler.

K vitamini:

K vitaminin 2 formu vardır; K1 ve K2 formu. K1 vitaminin en iyi formu fillokinon’dur. K2 vitaminin en aktif formu ise menakinon-7’dir ve en iyi natto-ektresi formunda takviye edilir (fermente soya fasulyesi veya bezelye).

Co-enzim Q10:

Co-enzim Q10 bir vitamin değildir çünkü kısmen karaciğerde oluşturulur. Birçok insan bunu besinlerden çok az alır ve diğerlerinde ise çok az karaciğerde oluşturulabilir. Sebebi ise örneğin kolesterol düşürücü statin kullanımlarıdır. Co-enzim Q10’nun en iyi formu tartışmasız ubiquinol’dur. Bu antioksidanın indirgenmiş ve dolayısıyla doğrudan etkili şeklidir. Diğer formu ise ubiquinondur. Bu form fena değildir fakat aktif ubiquinol’e dönüştürülmelidir. Ubiquinon daha çok ‘kuru’ besin takviyelerinde bulunur çünkü orada yağa benzer madde olan ubiquinol zor veya hiç işlenememektedir.

 

Sağlıklı günler dileği …

Uzm. Dyt. Emel Yılmaz